İnsanoğlu yüzyıllar boyunca şifayı doğada buldu. Bitkilerin özleriyle iyileşti, cildini korudu, ruhunu besledi. Ama zamanla, sanayileşmenin gölgesinde bu kadim bilgi unutuldu. Kimyasallar hayatımıza sızdı.Güzel görünmek, hızlı sonuç almak uğruna sağlığımızdan ödün verdik. Cildimize sürdüğümüz şeyler yalnızca dışarıda kalmadı; bedenimize karıştı, hormonlarımızı etkiledi, bağışıklığımızı zayıflattı.
İşte Sonatre bu farkındalıkla doğdu. Bir marka değil sadece; bir seçim, bir duruş, bir dönüşüm.
Piyasada “doğal” denilerek sunulan ama doğallıktan uzak içeriklerin yarattığı güven boşluğunu gördük. Biz bu boşluğu rafları doldurarak değil, gerçekten doğaya ve bedene iyi gelen içeriklerle doldurmak istedik. Etiket değil, niyet taşıyan ürünler geliştirdik. Formüllerimizde her bileşen; yalnızca kendi etkisi için değil, birbirini dengelediği, etkisini artırdığı ve ciltle uyumlu olduğu için yer aldı.
Biz biliyoruz ki: Sağlığını korumayan hiçbir ürün seni güzelleştiremez. Gerçek bakım, yalnızca görünüşü değil özü de onarır. Korur, destekler ve seni kendine döndürür.
Aynı zamanda bu dönüşümün sadece bedene değil, doğaya ve çevreye de saygılı olması gerektiğine inandık. Bu yüzden sürdürülebilirliğe, doğada çözünebilen içeriklere ve minimal ambalaja öncelik verdik.
Ve şimdi sıra sende. Gerçekten ne sürdüğünü bilerek, kendin için en iyisini seçmeye var mısın?
Sonatre. Doğanın ritmiyle.